Mobil Oyun:
Mobil oyunlar, artık sadece eğlence aracı değil, milyarlarca insanın günlük yaşamının ayrılmaz bir parçası. Cep telefonlarının gücünün ve erişilebilirliğinin artmasıyla birlikte, bu sektör inanılmaz bir ivme kazandı ve bugün, devasa bir endüstri haline geldi. Sadece birkaç yıl öncesine kadar düşünülmesi bile zor olan grafik kalitesi, karmaşık oyun mekanikleri ve sosyal etkileşimler, artık avuç içlerimizdeki bu küçük ekranlarda mümkün. Bu dönüşümün ardında yatan nedenleri ve gelecekteki olası gelişimlerini incelemek, bu sektörün derinliklerini anlamak için oldukça önemli.
Mobil oyunların popülaritesindeki artışın başlıca nedenlerinden biri, erişilebilirliğidir. Bir akıllı telefona sahip olmak, artık dünyanın neredeyse her yerinde yaygınlaşmış durumda. Bu durum, oyun oynamak için pahalı konsollar veya güçlü bilgisayarlara ihtiyaç duyulmaması anlamına geliyor. İnsanlar, istedikleri zaman ve istedikleri yerde, birkaç dokunuşla oyun oynayabiliyorlar. Bu durum, özellikle yoğun çalışma hayatı olan veya hareket halinde olan bireyler için oldukça cazip bir seçenek sunuyor. Oyun indirme süreçlerinin kolaylaştırılması ve ücretsiz veya düşük maliyetli oyun seçeneklerinin bolluğu, erişilebilirliği daha da güçlendiriyor.
Mobil oyun endüstrisi, çeşitli oyun türlerine ev sahipliği yapıyor. Basit bulmacalar ve beyin jimnastiği oyunlarından, karmaşık strateji ve rol yapma oyunlarına kadar geniş bir yelpaze mevcut. Bu çeşitlilik, farklı ilgi alanlarına sahip oyuncuların kendilerine uygun oyunları bulmalarını sağlıyor. Çoğu oyun, kısa ve yoğun oyun seanslarına uygun şekilde tasarlandığı için, günlük hayatın içinde küçük molalar vererek oynanabiliyor. Bu durum, oyunları daha erişilebilir ve bağımlılık yapıcı hale getiriyor.
Sosyal etkileşim, mobil oyunların ayrılmaz bir parçası haline geldi. Birçok mobil oyun, oyuncular arasında rekabet ve işbirliği olanakları sunuyor. Lider tabloları, arkadaş davetleri ve klan sistemleri, oyuncuların birbirleriyle bağlantı kurmalarını ve sosyal bir topluluk oluşturmalarını sağlıyor. Bu sosyalleşme yönü, mobil oyun deneyimini daha zengin ve ilgi çekici hale getiriyor ve oyuncuların daha uzun süre oyunda kalmalarını teşvik ediyor.
Mobil oyun sektörünün ticari yönü de oldukça önemli. Mikro ödemeler, reklam gösterimleri ve uygulama içi satın alımlar, oyun geliştiricileri için büyük gelir kaynakları oluşturuyor. Bu gelirler, daha yüksek kaliteli oyunların geliştirilmesine ve daha gelişmiş teknolojilerin kullanılmasına olanak sağlıyor. Ancak, bu ticari modelin bazı eleştirilere maruz kaldığı da bir gerçek. Aşırı agresif reklamcılık ve uygulama içi satın alımların oyuncuları baskı altına aldığı yönünde endişeler bulunuyor.
Gelecekte, mobil oyunların daha da gelişeceği ve daha da etkileyici hale geleceği tahmin ediliyor. Sanal gerçeklik (VR) ve artırılmış gerçeklik (AR) teknolojilerinin entegre edilmesi, oyun deneyimini tamamen farklı bir boyuta taşıyabilir. 5G teknolojisinin yaygınlaşması ise, daha yüksek çözünürlüklü grafikler ve daha düşük gecikme süreleriyle daha akıcı bir oyun deneyimi sunabilir. Yapay zeka destekli oyun karakterleri ve akıllı algoritmalar sayesinde, oyunlar daha dinamik ve kişiselleştirilmiş bir deneyim sunabilecektir.
Sonuç olarak, mobil oyunlar, teknolojinin ilerlemesiyle birlikte, sürekli olarak gelişiyor ve dönüşüyor. Erişilebilirliği, çeşitliliği ve sosyal etkileşim olanakları, bu sektörü inanılmaz bir başarı hikayesine dönüştürmüştür. Gelecekte, mobil oyunların daha da gelişerek hayatımızın daha da önemli bir parçası haline gelmesi bekleniyor. Ancak, bu gelişmelerin sorumlu bir şekilde yönetilmesi ve potansiyel olumsuz etkilerin en aza indirilmesi için dikkatli adımlar atılması gerekmektedir. Bu sayede, mobil oyunların sunduğu eğlence ve sosyalleşme fırsatlarından herkesin güvenli ve sağlıklı bir şekilde yararlanabilmesi sağlanabilir.
Mobil Oyunların Yükselişi: Ceplerimizdeki Dijital Evrenler
Mobil oyunlar, artık sadece eğlence aracı değil, milyarlarca insanın günlük yaşamının ayrılmaz bir parçası. Cep telefonlarının gücünün ve erişilebilirliğinin artmasıyla birlikte, bu sektör inanılmaz bir ivme kazandı ve bugün, devasa bir endüstri haline geldi. Sadece birkaç yıl öncesine kadar düşünülmesi bile zor olan grafik kalitesi, karmaşık oyun mekanikleri ve sosyal etkileşimler, artık avuç içlerimizdeki bu küçük ekranlarda mümkün. Bu dönüşümün ardında yatan nedenleri ve gelecekteki olası gelişimlerini incelemek, bu sektörün derinliklerini anlamak için oldukça önemli.
Mobil oyunların popülaritesindeki artışın başlıca nedenlerinden biri, erişilebilirliğidir. Bir akıllı telefona sahip olmak, artık dünyanın neredeyse her yerinde yaygınlaşmış durumda. Bu durum, oyun oynamak için pahalı konsollar veya güçlü bilgisayarlara ihtiyaç duyulmaması anlamına geliyor. İnsanlar, istedikleri zaman ve istedikleri yerde, birkaç dokunuşla oyun oynayabiliyorlar. Bu durum, özellikle yoğun çalışma hayatı olan veya hareket halinde olan bireyler için oldukça cazip bir seçenek sunuyor. Oyun indirme süreçlerinin kolaylaştırılması ve ücretsiz veya düşük maliyetli oyun seçeneklerinin bolluğu, erişilebilirliği daha da güçlendiriyor.
Mobil oyun endüstrisi, çeşitli oyun türlerine ev sahipliği yapıyor. Basit bulmacalar ve beyin jimnastiği oyunlarından, karmaşık strateji ve rol yapma oyunlarına kadar geniş bir yelpaze mevcut. Bu çeşitlilik, farklı ilgi alanlarına sahip oyuncuların kendilerine uygun oyunları bulmalarını sağlıyor. Çoğu oyun, kısa ve yoğun oyun seanslarına uygun şekilde tasarlandığı için, günlük hayatın içinde küçük molalar vererek oynanabiliyor. Bu durum, oyunları daha erişilebilir ve bağımlılık yapıcı hale getiriyor.
Sosyal etkileşim, mobil oyunların ayrılmaz bir parçası haline geldi. Birçok mobil oyun, oyuncular arasında rekabet ve işbirliği olanakları sunuyor. Lider tabloları, arkadaş davetleri ve klan sistemleri, oyuncuların birbirleriyle bağlantı kurmalarını ve sosyal bir topluluk oluşturmalarını sağlıyor. Bu sosyalleşme yönü, mobil oyun deneyimini daha zengin ve ilgi çekici hale getiriyor ve oyuncuların daha uzun süre oyunda kalmalarını teşvik ediyor.
Mobil oyun sektörünün ticari yönü de oldukça önemli. Mikro ödemeler, reklam gösterimleri ve uygulama içi satın alımlar, oyun geliştiricileri için büyük gelir kaynakları oluşturuyor. Bu gelirler, daha yüksek kaliteli oyunların geliştirilmesine ve daha gelişmiş teknolojilerin kullanılmasına olanak sağlıyor. Ancak, bu ticari modelin bazı eleştirilere maruz kaldığı da bir gerçek. Aşırı agresif reklamcılık ve uygulama içi satın alımların oyuncuları baskı altına aldığı yönünde endişeler bulunuyor.
Gelecekte, mobil oyunların daha da gelişeceği ve daha da etkileyici hale geleceği tahmin ediliyor. Sanal gerçeklik (VR) ve artırılmış gerçeklik (AR) teknolojilerinin entegre edilmesi, oyun deneyimini tamamen farklı bir boyuta taşıyabilir. 5G teknolojisinin yaygınlaşması ise, daha yüksek çözünürlüklü grafikler ve daha düşük gecikme süreleriyle daha akıcı bir oyun deneyimi sunabilir. Yapay zeka destekli oyun karakterleri ve akıllı algoritmalar sayesinde, oyunlar daha dinamik ve kişiselleştirilmiş bir deneyim sunabilecektir.
Sonuç olarak, mobil oyunlar, teknolojinin ilerlemesiyle birlikte, sürekli olarak gelişiyor ve dönüşüyor. Erişilebilirliği, çeşitliliği ve sosyal etkileşim olanakları, bu sektörü inanılmaz bir başarı hikayesine dönüştürmüştür. Gelecekte, mobil oyunların daha da gelişerek hayatımızın daha da önemli bir parçası haline gelmesi bekleniyor. Ancak, bu gelişmelerin sorumlu bir şekilde yönetilmesi ve potansiyel olumsuz etkilerin en aza indirilmesi için dikkatli adımlar atılması gerekmektedir. Bu sayede, mobil oyunların sunduğu eğlence ve sosyalleşme fırsatlarından herkesin güvenli ve sağlıklı bir şekilde yararlanabilmesi sağlanabilir.
Geleceğin Teknolojisi Bugün: Devrim Yaratan 10 Yeni Ürün
Teknoloji dünyası her geçen gün inanılmaz bir hızla ilerliyor. Sadece birkaç yıl öncesinde hayal bile edemeyeceğimiz cihazlar ve uygulamalar artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Bu hızlı gelişmenin en güzel örneklerinden bazılarını, yaşam kalitemizi artıran, işlerimizi kolaylaştıran ve geleceğin teknolojisine ışık tutan on yeni ürün ile sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Birinci sırada, yapay zeka destekli kişisel asistanımız **Aura** yer alıyor. Aura, sadece bir sesli asistan değil; günlük planlamanızı optimize eden, sağlığınızı takip eden ve hatta ruh halinize göre müzik önerilerinde bulunan akıllı bir yaşam partneri. Aura'nın en dikkat çekici özelliği, sadece sizin alışkanlıklarınızı öğrenmekle kalmayıp, zaman içinde sizinle birlikte gelişen, kişiselleştirilmiş bir deneyim sunması. Kişisel verilerinizin güvenliği konusunda üstün bir şifreleme sistemi kullanan Aura, hayatınızın her alanında size yardımcı olmak için tasarlandı.
İkinci olarak, ev güvenliğinde devrim yaratan **GuardianEye** sistemini ele alalım. GuardianEye, geleneksel güvenlik sistemlerinin ötesine geçen, yapay zeka destekli bir güvenlik ağı sunuyor. Yüksek çözünürlüklü kameralar, hareket sensörleri ve gelişmiş yüz tanıma teknolojisi ile donatılan GuardianEye, evinizin her noktasını 7/24 izliyor ve olası tehditlere anında müdahale ediyor. Ayrıca, sistemin akıllı ev sistemlerinizle entegre olması, evinizin güvenliğini daha da güçlendiriyor.
Üçüncü ürünümüz ise, sürdürülebilir yaşam için tasarlanmış **SolarBloom** güneş enerjisi paneli. SolarBloom, geleneksel güneş panellerine kıyasla çok daha yüksek verimliliğe sahip ve çevre dostu malzemelerden üretiliyor. Esnek ve hafif yapısı sayesinde kolayca taşınabilen SolarBloom, herhangi bir yüzeye monte edilebiliyor ve evinizi veya iş yerinizi temiz ve yenilenebilir enerji ile besleyebiliyor. Çatı alanınız sınırlı olsa bile, SolarBloom'un kompakt tasarımı sayesinde enerji ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz.
Dördüncü olarak, tıbbi teknolojide önemli bir adım olan **BioSense** giyilebilir sensörünü tanıtalım. BioSense, kalp atış hızınız, kan basıncınız ve vücut sıcaklığınız gibi hayati verilerinizi sürekli olarak izliyor ve olası sağlık sorunlarına karşı sizi uyarıyor. Akıllı telefonunuzla entegre çalışan BioSense, veri analizi yaparak kişiselleştirilmiş sağlık önerileri sunuyor ve acil durumlarda otomatik olarak acil servisleri haberdar edebiliyor.
Beşinci ürün, geleceğin ulaşımına yön verecek olan **AeroGlide** uçan aracı. Tamamen elektrikli ve otonom bir sistem olan AeroGlide, trafik sıkışıklığını ortadan kaldırarak şehir içi ulaşımında devrim yaratmayı hedefliyor. Güvenli ve sessiz bir uçuş deneyimi sunan AeroGlide, yapay zeka destekli navigasyon sistemi sayesinde en uygun rotayı otomatik olarak belirliyor.
Altıncı sırada, iş dünyasında verimliliği artıran **Cognito** bulut tabanlı işbirliği platformu bulunuyor. Cognito, farklı zaman dilimlerinde ve farklı lokasyonlarda çalışan ekiplerin kolayca iletişim kurmasını ve projeler üzerinde ortaklaşa çalışmasını sağlıyor. Yapay zeka destekli özelliği sayesinde, Cognito proje yönetimi, belge paylaşımı ve toplantı planlaması gibi birçok işlevi otomatikleştiriyor.
Yedinci olarak, eğitimde yeni bir çağı başlatan **EduVerse** sanal gerçeklik eğitim platformunu tanıtacağız. EduVerse, öğrencilerin gerçekçi ve etkileşimli bir ortamda herhangi bir konuyu öğrenmelerini sağlıyor. Tarihsel olayları yeniden yaşamadan, uzayda gezintiye çıkmadan veya insan vücudunun içini keşfetmeden öğrenme artık mümkün.
Sekizinci ürün, ev temizliğini kolaylaştıran **CleanSweep** robot süpürgesi. CleanSweep, yapay zeka destekli navigasyon sistemi ve gelişmiş sensörleri sayesinde evdeki tüm yüzeyleri otomatik olarak temizliyor. Kirlilik seviyesini algılayabilen CleanSweep, temizlik yoğunluğunu otomatik olarak ayarlıyor ve engellerden kolayca kaçınıyor.
Dokuzuncu olarak, sürdürülebilir tarım için tasarlanmış **AgriTech** otomatik tarım sistemi dikkat çekiyor. AgriTech, bitkilerin sulama, gübreleme ve koruma ihtiyacını otomatik olarak tespit ediyor ve en verimli şekilde kaynakları kullanıyor. Verimlilik ve kaliteyi artıran AgriTech, aynı zamanda sürdürülebilir tarım uygulamalarına katkıda bulunuyor.
Onuncu ve son ürünümüz ise, kişisel fitness deneyiminizi dönüştüren **FitPulse** akıllı bilekliği. FitPulse, kalp atış hızınızı, uyku kalitenizi ve yakılan kalori miktarınızı kesintisiz olarak izliyor ve kişiselleştirilmiş egzersiz programları sunuyor. Motivasyonunuzu artırmak için hedefler belirlemenizi ve ilerleminizi takip etmenizi sağlayan FitPulse, sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemenize yardımcı oluyor.
Bu on yeni ürün, teknolojinin hayatımızdaki değişimin sadece bir başlangıç olduğunu gösteriyor. Gelecek yıllarda, teknolojik gelişmeler yaşamımızın her alanında daha da büyük bir etkiye sahip olacak ve bize daha iyi, daha sağlıklı ve daha sürdürülebilir bir dünya vaat ediyor.
Fotoğrafçılığa Giriş: Başlangıçtan İleri Seviyelere Bir Yolculuk
Fotoğrafçılık, dünyayı farklı bir bakış açısıyla görmemizi ve anılarımızı ölümsüzleştirmemizi sağlayan büyüleyici bir sanattır. "Snap it Right: Fotoğrafçılığa Giriş Kılavuzu" benzeri videolar, bu sanat dalına yeni başlayanlar için harika bir başlangıç noktası sunar. Bu makalede, fotoğrafçılığın temel prensiplerini, pratik ipuçlarını ve ileri seviyelere doğru bir yol haritasını ele alacağız.
Fotoğrafçılığın temelleri, genellikle kameranın ayarları ile başlar. Diyafram açıklığı, enstantane hızı ve ISO'nun üçlüsü, fotoğrafın genel görünümünü belirleyen en önemli faktörlerdir. Diyafram açıklığı, lensin ne kadar ışık geçirdiğini kontrol eder; geniş diyafram açıklığı (düşük f-stop sayısı) daha fazla ışık alarak daha sığ bir alan derinliği sağlar, yani net olan alan daralır. Örneğin, portre fotoğrafçılığında, arka planı bulanıklaştırıp konuyu net göstermek için geniş diyafram açıklığı tercih edilir. Tersine, manzara fotoğrafçılığında, her şeyin net görünmesi istendiğinden daha dar bir diyafram açıklığı (yüksek f-stop sayısı) kullanılır.
Enstantane hızı ise, kameranın deklanşörünün ne kadar süre açık kaldığını belirler. Hızlı enstantane hızları hareketli nesneleri dondururken, yavaş enstantane hızları hareket bulanıklığını yakalamak için kullanılır. ISO ise, kameranın ışığa duyarlılığını ifade eder; düşük ISO değerleri daha temiz görüntüler verirken, yüksek ISO değerleri daha fazla gürültüye neden olur. Bu üç ayarın etkileşimini anlamak, farklı koşullarda ideal fotoğrafı çekmek için önemlidir.
Kompozisyon, fotoğrafın görsel çekiciliğini belirleyen bir diğer kilit unsurdur. Üçte bir kuralı, fotoğrafı yatay ve dikey olarak üç eşit parçaya bölmek ve ilgi çekici noktaları bu çizgilerin kesişim noktalarına yerleştirmek anlamına gelir. Bu kural, fotoğrafın dengeli ve daha dinamik görünmesini sağlar. Ayrıca, perspektif de önemli bir rol oynar. Yüksek açıdan çekilen fotoğraflar, konuyu küçük ve önemsiz gösterirken, alçak açıdan çekilen fotoğraflar konuya daha fazla güç ve önemserlik verir.
Işık, fotoğrafçılığın can damarıdır. Farklı ışık koşulları farklı sonuçlar verir. Yumuşak ve dağılmış ışık, genellikle daha hoş ve doğal görünümlü fotoğraflar üretirken, sert güneş ışığı sert gölgeler yaratabilir. "Altın saat" olarak adlandırılan gün batımı ve gün doğumu zamanları, sıcak ve romantik bir ışık sağlayarak büyüleyici fotoğraflar çekmek için mükemmeldir. Bunun yanı sıra, farklı ışık kaynaklarının özelliklerini anlamak (gün ışığı, yapay ışık, flaş ışığı) ve bu kaynakları doğru şekilde kullanmak da önemlidir.
Fotoğrafçılığın çeşitli alanlarında uzmanlaşmak için pratik uygulamalara ihtiyaç vardır. Portre fotoğrafçılığı, konunun duygularını ve kişiliğini yakalamayı gerektirirken; manzara fotoğrafçılığı, geniş bir alanı ve doğanın güzelliğini sergilemeyi amaçlar. Makro fotoğrafçılık, küçük nesnelerin ayrıntılarını yakalamak için yakın çekim kullanırken; sokak fotoğrafçılığı, gerçek yaşamın doğal anlarını yakalamaya odaklanır.
Son olarak, fotoğrafçılık bir öğrenme sürecidir. Başlangıçta öğrenilen temel bilgiler, zamanla ve deneyimle gelişir. Fotoğraf düzenleme yazılımları, fotoğraflarınızı iyileştirmek ve yaratıcılığınızı daha da sergilemek için kullanılabilir. Yüksek kaliteli ekipmana yatırım yapmanız gerekmez; hatta birçok akıllı telefon, harika fotoğraflar çekmenizi sağlayan mükemmel kameralara sahiptir. Önemli olan, pratik yapmak, farklı teknikleri denemek ve kendi tarzınızı geliştirmektir. "Snap it Right" tarzı videolar, bu yolculukta size rehberlik edecek ve daha ileri seviyelere doğru adım atmanız için gereken motivasyonu ve bilgileri sağlayacaktır.
Bu konuda güzel bir youtube içeriği var. Dilerseniz izleyebilirsiniz:
Snap it Right: Fotoğrafçılığa Giriş Kılavuzu Videosunun Özeti
Bu video, fotoğrafçılığa yeni başlayanlar için temel bilgiler sunmaktadır. Videonun içeriği, fotoğraf çekiminin temel prensiplerini açıklayarak, izleyicilerin güvenle ve keyifle fotoğrafçılık dünyasına adım atmalarına yardımcı olmayı hedeflemektedir. Temel kavramların anlaşılır bir şekilde aktarımı ve pratik ipuçlarıyla desteklenmesi, izleyicilerin hızlı bir şekilde ilerleme kaydetmelerini sağlamaktadır. Video, teknik detaylara girmekten ziyade, fotoğrafçılığın keyfini çıkarmayı ve yaratıcı bir şekilde fotoğraf çekmeyi vurgulamaktadır.
Kamera Ayarları ve Kullanımı
Videoda, muhtemelen dijital kameranın veya akıllı telefon kamerasının temel ayarlarının nasıl kullanılacağı açıklanmaktadır. Örneğin, diyafram açıklığı, enstantane hızı ve ISO gibi kavramların ne anlama geldiği ve farklı koşullar altında nasıl ayarlanmaları gerektiği örneklerle gösterilmektedir. Farklı aydınlatma koşullarında doğru ayarları seçme konusunda pratik ipuçları verilmekte ve örnek fotoğraflar kullanılarak, doğru ayarların fotoğraf üzerindeki etkisi gösterilmektedir.
Kompozisyon ve Perspektif
Fotoğrafçılığın önemli bir unsuru olan kompozisyon, videoda ayrıntılı bir şekilde ele alınmaktadır. Üçte bir kuralı gibi temel kompozisyon prensipleri açıklanmakta ve çeşitli örneklerle desteklenmektedir. Farklı perspektiflerden fotoğraf çekmenin önemi vurgulanmakta ve izleyicilere yaratıcı kompozisyonlar oluşturmak için ipuçları verilmektedir. Bu bölümde, izleyicilerin kendi fotoğraflarında daha güçlü ve ilgi çekici görüntüler elde etmelerine yardımcı olacak pratik teknikler paylaşılmaktadır.
Işık ve Aydınlatma
Fotoğrafçılıkta ışığın önemi, videoda ayrıntılı olarak incelenmektedir. Farklı ışık türleri (gün ışığı, yapay ışık vb.) ve bunların fotoğraf üzerindeki etkileri açıklanmaktadır. Altın saat ve mavi saat gibi fotoğrafçılıkta ideal aydınlatma zamanları hakkında bilgiler verilmekte ve bu zamanlarda fotoğraf çekmenin avantajları anlatılmaktadır. Ayrıca, farklı ışık koşullarında doğru pozlama ayarlarını yapmanın yöntemleri gösterilmektedir.
Pratik Uygulamalar ve Örnekler
Videoda, muhtemelen çeşitli fotoğrafçılık türlerinden (portre, manzara, makro vb.) örnekler verilmekte ve her tür için uygun teknikler açıklanmaktadır. İzleyiciler, videodaki örnekleri takip ederek kendi fotoğraflarını çekmeyi deneyebilir ve öğrendiklerini pratiğe dökebilirler. Ayrıca, video boyunca izleyicilere kendi fotoğraflarını çekmeleri ve deneyim kazanmaları teşvik edilmektedir.
Sonuç ve İleri Düzey Konular
Videonun son bölümünde, muhtemelen fotoğrafçılığa yeni başlayanlara ileri seviye konular için öneriler verilmektedir. Örneğin, fotoğraf düzenleme programları ve teknikleri hakkında genel bilgiler sunulmakta ve öğrenmeyi sürdürmek için kaynaklar önerilmektedir. Videoda, fotoğrafçılığın sürekli öğrenme ve gelişim gerektiren bir alan olduğu vurgulanarak izleyicilere motivasyon sağlanmaktadır. Özetle, video fotoğrafçılığın temel bilgilerini erişilebilir ve eğlenceli bir şekilde sunmaktadır.
